Umar Mıydın


“Odama girdim; kapıyı kapadım; ağlamaya başladım: O gün akşama kadar İslam’ın garibliğine, müslümanların inhitatına ağladım, ağladım…”

Görünmez aşina bir çehre olsun rehgüzarında;
Ne gurbettir çöken İslam’a İslam’ın diyarında?
Umar mıydın ki: Mabedler, ibadetler yetim olsun?
Ezanlar arkasından ağlasın bir nesl-i me’yusun?
Umar mıydın: Cemaat bekleyip durdukça minberler,
Dikilmiş dört direk görsün, serilmiş bir yığın mermer?
Umar mıydın: Tavanlar terde yatsın, rahneden bitab?
Eşiklerden yosun bitsin, örümcek bağlasın mihrab?
Umar mıydın: O, taş taş devrilen, bünyan-ı mersusun,
Şu viran kubbelerden böyle son feryadı dem tutsun?
İşit: On dört asırlık bir cihanın inhidamından,
Kopan ra’dın, ufuklar inliyor, hâlâ devamından!
Civarın, manzarın, cevvin, muhitin, her yerin matem;
Kulak ver: Çarpıyor bir matemin kalbinde bin alem!
Ne hüsrandı ki: Doldursun bugün tevhidin enkaazı,
O, hakinden nebiler fışkıran, iklim-i feyyazı!
Gezerken tavr-ı istila alıp meydanda bin münker,
Şu milyonlarca iman “nehye kalkışsam” demez, ürker!
Ömürlerdir bir alçak zulme miskin inkıyadından,
Silinmiş emr-i bi’l-ma’rufun artık ismi yadından.
Haya sıyrılmış, inmiş: Öyle yüzsüzlük ki her yerde.
Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde!
Vefa yok, ahde hürmet hiç, emanet lafz-ı bi-medlul;
Yalan raic, hıyanet mültezem her yerde, hak meçhul.
Yürekler merhametsiz, duygular süfli, emeller har;
Nazarlardan taşan ma’na ibadullahı istihkâr.
Beyinler ürperir, ya Rab, ne korkunç ……. olmuş:
Ne din kalmış, ne iman, din harab, iman türab olmuş!
Mefahir kaynasın gitsin de, vicdanlar kesilsin lal…
Bu izmihlal-i ahlaki yürürken, durmaz istiklal!
Sen ey biçare dindaş, sen ki, bizden hayr ümid ettin;
Nihayet, ye’se düştün, ağladın, ağlattın, inlettin.
Samimi yaşlarından coştu ruhum, herc ü merc oldu;
Fakat, matem halas etmez cehennemler saran yurdu.
Cemaat intibah ister, uyanmaz gizli yaşlarla!
Çalışmak!.. Başka yol yok, hem nasıl? Canlarla, başlarla.
Alınlar terlesin, derhal iner mev’ud olan rahmet,
Nasıl hasir kalır “tevfiki hakettim” diyen millet?
İlahî! Bir müeyyed, bir kerim el yok mu, tutsun da,
Çıkarsın Şark’ı zulmetten, götürsün fecr-i maksuda?

Mehmet Akif Ersoy

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir