Allah, insanlara insan (beşer) peygamber[1] (nebi, resul) gönderdi. Allah, resul aracılığı ile gönderdiği Kur’an’ı da insanların düzeyine uygun gönderdi.
Biz, insan peygamberi o kadar yücelttik ki adeta insanlıktan çıkardık. Biz, kolaylaştırılmış Kur’an’ı[2] da “Bunu herkes anlayamaz.” diye anlatmaya başladık.
Deprem bölgesinde, enkazdan yaralı kurtaran kişinin (uzun, siyah sakallı bir genç) sözlerini televizyondan duydum: Allah’ım sana şükürler olsun. Ya Rabb’im ya Resulellah’ım!..
Buradaki şükür sözünün bir benzerini yine deprem bölgesinde orta yaşlı bir adamdan -televizyondan- duydum.
Ömer dizisindeki Tahir’in hanımı, kocasının beklenmedik taşkın tavırları karşısında şunları söylüyor: Allah’ım, ya Rabb’im, ya Resulellah!..
Sadece Allah’a yönelik olması gereken bu seslenmeler içinde “Resulüllah” sözünün de kullanılmasını zaman zaman, bazı yaşlı kişilerden duyardım. Bu “Resulüllah” sözünü Allah’ın isimlerinden biri zannederek kullandıklarını düşünür, bu yaşlıları mazur görürdüm.
Yaşlıları mazur görmekle birlikte gençlerin de böyle tevhidi bozabilecek benzer sözler kullandıklarına şahit olunca artık biraz farklı düşünmeye de başladım:
Resul ve nebi ile ilgili toplumumuzda Muhammet (sav.) gerçekliğini çok çok aşmış, abartılmış bilgi ve haberler yaygın ve yoğun olarak dolaşıyor. Yukarıda alıntıladığım seslenmelerde olduğu gibi bunlar bazen şirki çağrıştıran sözler oluyor. Halkımızın zihnindeki peygamber algısının bu bilgi ve haberler yüzünden çok farklı boyutlarda olduğuna şahit oluyoruz. Bir örnek:
- sınıflardan birinde “Alıntı Sözcükler” konusunu konuşuyoruz. Burak isimli bir öğrencim, isminin kökenini sordu. “Arapça olabilir.” dedim.
Burak’ın yanında oturan arkadaşı;
— Elbette Arapça!.. Hem de Kur’an’da geçiyor, dedi.
— Kur’an’da Burak sözü yok, diye biliyorum. Hangi surede geçiyormuş? dedim.
— Miraç suresinde, dedi.
— Kur’an’da Miraç suresi de yok, dedim.
— Niye olmasın ki?.. Peygamber göğe çıkmadı mı?
…
Bu konuşma biraz daha devam etmişti. Sözü tamamladığımızda öğrencilerimle birbirimizi anlamıştık.
Bu miraç konusu piyasada o kadar güçlü ve yoğun aktarılıyor ki burada konuşan öğrencim de bu kadar önemli bir konu mutlaka Kur’an’da da geçer, diye düşünmüş olmalı.
Müslüman zihinlerde hiç sorgulanmadan yaşayan daha nice bilgiler var. Bunların sorumluları da sağlam bir kaynağa dayanmadan bu bilgileri dolaşımda tutan din adamlarıdır.
Cezmi GENÇTEN
[1] 41/Fussilet-6
[2] 19/Meryem-97